13 Nisan 2009 Pazartesi

“Sivil Anayasa Nasıl Yapılır?”

09.04.2009

Genç Siviller İle Parlamenterler Derneği’nin ortak düzenledikleri “Sivil Anayasa Nasıl Yapılır” Paneli 09.04.2009 tarihinde TBMM’de yapılacakken Meclis Başkanı Köksal TOPTAN’ın vazgeçmesi üzerine Meclis yakınlarındaki Midas Otel’de gerçekleşti.

“Sivil Anayasa Nasıl Yapılır?”

Günümüzün en orijinal, en katılımcı ve demokratik anayasası Güney Afrika’da yazılmıştır. Ayrımcı Apartheid rejimi sona erdikten sonra Güney Afrika Cumhuriyetinin yeni anayasası 1996’da onaylanıp Şubat 1997’de yürürlüğe girdi. Ayrımcılığın en üst düzeyde olduğu, etnik gruplar arasında gerilimlerin sıkça yaşandığı, sosyal eşitsizliklerin ve kutuplaşmaların derin olduğu Güney Afrika gibi bir ülkede sivil anayasa deneyimi başarılı olmuştur. Bunun sebebi düşük eğitim seviyesi ve kültürel farklar yüzünden birbirinden çok farklı öncelik ve özlemleri olan bir toplumun insan haklarına saygılı, demokratik ve bir o kadar da etkili bir metnin etrafında birleştirilmesidir. Bu tecrübe anayasaları çoğunlukla askerî darbeler sonrasında ve darbecilerin etkisiyle kaleme alınan, yıllar sonra ilk defa bu tip etkilerden uzak sivil bir anayasa isteyen Türkiye için çok değerlidir.

Burhan KUZU (Anayasa Komisyonu Başkanı):
Türkiye’de bu sorun anayasayla ilgili sorunlar maalesef 00 yıldır var. Şu an global sorunları tartışmamız gerekirken biz hala aAnayasayı tartışıyoruz. Vatandaşlarımız Anayasa kavramını bilmiyor. 1960’tan sonra 1961 A,Anayasası için “lüks anayasa”, “dar anayasa” denildi. 80’de bu tartışmalar yeniden gündeme geldi. İtirazlar başladı, herkes kısıtlandı. Neden yol alınmıyor? Çünkü anayasayı siviller yaparsa sivil olur sanıyoruz. Zihniyetin sivil olabilmesi için önce kafaların sivil olması lazım, bu durum kıyafet ya da rütbeden kaynaklanmıyor. Darbeye hepimiz karşıyız ama kişiler anayasayı kendine göre yorumluyor. 61 Anayasasına “bak iyi oldu” diyen kesimler oldu. İdam edilenlerin hak ettiğini düşünenler. 1982’de yine aynısı yaşandı. Bu kez farklı kesimlerden aynı tarz tepkiler alındı. Bizim önce bunu aşmamız lazım. Tekrar dile getiriyorum. Kıyafetlerin değil, kafaların sivil olması lazım.

Yeni ve sivil anayasa iki koşulda yapılabilir:
1) Olağanüstü hal olmamalı,
2) Konsensüs olmalı (oy birliği değil, çoğunluğun bir araya gelmesiyle).
Bu iki koşul da sağlanamadı maalesef. Doğru olan sıfırdan bir anayasa yapılması. Şu an anayasanın dili çok kötü. Çelişkilerle dolu. En azından dil düzeltilmelidir. Bu değişikliklerle mümkün olabilir mi? Ben bunu savundum, hiç olmazsa bunu yapalım. Bunda bile çok zorlandık iktidar partisi olarak. Bazı çevrelerce “Ak Parti başörtüsünü serbest bırakıyor, değişmez maddeler değiştirildi” denildi. ”Yeni anayasa kapalı kapılar arddında yapılıyor” denildi. Anayasa değişikliği yapılıyor diye darbe çağrısı mı yapılmalı ya da darbe mi yapılmalı? Bizim yaptığımız Adeğişiklikler bile büyük tepki oluşturdu. Yeni anayasa yapılması imkânsız hale geldi. En azından yeni anayasa hazırlansa referanduma gidilse halk belirlese… Fakat sonuçta yine Anayasa Mahkemesi tarafından denetleniyoruz. Beklenen nedir? Demokrat, sosyal, laik, hukuk devleti. Değişmez maddeler dikkate alınırsa, tüm anayasa maddeleri bu dört unsuru içinde barındırıyor. O zaman böyle bir anayasayı nasıl tamamen değiştirebiliriz?

Güney Afrika Cumhuriyeti Bayındırlık Bakanı Geoff DOİDGE:
“Biz Nasıl Sivil Anayasa Yaptık?”

Öncelikle bu çalışma için “Genç Siviller”e teşekkür ederim. Biz 1994’te bağımsızlığımızı kazandık. Demokrasi her yurttaşın sorumluluğudur. Sağlam bir toplum, demokratik, insan haklarını savunmayı bilen bireylerden oluşur. Sınıf ve ırk bizde hala belirleyici güç. Masum insanların hakları yeniyordu. Demokratik güçlerimiz saldırı altında. “İnsan Haksızlıkları”na tahammül edemeyen bir toplum buna dur demelidir. Anayasamız 1996’da kabul edildi ve bu bizim için tarihî bir noktadır. Biz Güney Afrika olarak özgürlük, eşitlik istiyoruz. Güney Afrika Cumhuriyetinin anayasasının en ilerici anayasa olmasını sağladık. 94’te ekonomimiz kötüydü. Bunlar bizim tavizlerimizle olmadı. Biz içimizdeki iyilik potansiyelini kabul ediyoruz. Anayasamızın kabulü Mandela’nın (Güney Afrika'nın seçimle iktidara gelen ilk devlet başkanıdır) serbest bırakılmasından sonra gerçekleşti. Bütün taraflar ortak amaç olan barış için uğraştı. Sürgün edilenler geri çağırıldı. İlk aşama kutsal ve bağlayıcı ilkeler oluşturmaktı. İkinci aşama seçimlerden sonra başlayacak, anayasa taslağı hazırlanacaktı. Bu çalışmalara 1994’te başlandı ve 97’de anayasamız ortaya çıktı. Sömürgeciliğin sonundan Apartheid rejimine kadar siyasi özgürlük bizden uzaktı. Bağımsızlık 1900’de kazanıldı. 1910’da ilk Güney Afrika Anayasası kabul edildi. Ancak siyasi sesimiz, hareket özgürlüğümüz yoktu. 1912’de Afrika Ulusal Kongresi kuruldu. Amacı renge dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve siyahlara parlamentoda temsil ve oy hakkının verilmesi idi. Buna rağmen hükümet siyahların özgürlüklerini ve haklarını sınırlayan yasaları parlamentodan geçirmeyi sürdürdü.

1963’te beyaz rejim yeni anayasa getirdi ve ayrı parlamentolar kuruldu. Siyahların hakları ellerinden alındı. “Siyahlar hangi okulda okuyacak, nerede oturacak, hangi dilde eğitim görecek?” gibi konularda birçok kısıtlama getirildi. 1976’da dersler boykot edildi. Eğitimin ana dil olan Afrikaca olması istendi. Apartheid ideolojisinde “herkes eşit değil, beyaz üstün” deniliyordu. Oysa ulusal kişiliğin belirtisidir anayasa.

Yıllar sonra çok çaba ve destekle oluşturuldu anayasamız. Yoğun baskıların ardından büyük mücadelelerle ortaya çıktı. Uzlaşmazlığın en önemli sebebi yeni anayasa sürecine katılanlara uygulanan şiddetti. Bu süreçte iki partiden 40 üye öldürüldü, katliamlar yaşandı. İktidar çalışmaları sürdüremeyecek hale geldi. Herkesin istekleri yerine getirilemez tabiî ki. Her kesim bazı tavizler vermeli, kendinden ortak bir şeylerin çıkması için. Anayasanın kabulünde başkan Mandela halkın katılımını sağladı. Yüz yüze etkileşime girdi. Sivil toplum işin içine sokuldu. Herkese kulak verildi. Yolda durdurulup sıradan bir vatandaşa beklentileri soruldu ve inanın hepsi değerlendirildi. İki milyondan fazla beyan alındı. Dili tazelendi. Belgenin yaşayan bir doküman olması sağlandı. Anayasaya halk sahiplendi. Abartmıyorum, hem sahiplenme hem de aidiyet duygusu. Barış ve eşitlik içinde yaşamak için, herkese daha iyi bir hayat sunmak için tüm ülke sürece dâhil edildi. Anayasa yapılırken tavizler verilmesi gerekiyordu. Uzlaşma komisyonu kuruldu. İnsan hakları ihlalleri ile ilgili, ulusun geçmişine dair araştırmalar yapıldı.

Bu anayasa, bizim anayasamız, ayrımcılığa karşı ilk anayasadır. Üzerinde uzlaşılmış bir anayasadır. Bütün görüşmeler iyi niyetle yapıldı. Anayasayı yapanlarla iletişim, süreç kadar sonuç da önemli. Çok genç bir anayasamız var. Hala güçler çok önemli, kontrol altında tutulmasında sorunlar yaşıyoruz. Demokrasimiz çok hassas. Ama halk ve hükümet arasında iletişim gerekli. Anayasamız acılardan ortaya çıktı. Güney Afrika olarak kimliğimizi tamamlıyor. Liderimiz “Mandela” çok önemli.

Soru: Türkiye ile benzeşen sorunlarınız nelerdi, bize ne önerirsiniz?
Türkiye’deki sorunları çok iyi bilmiyorum ama biz kimsenin baskı altında kalmasına izin vermedik. Bütün insanlar eşittir. Biz bu ilkeye dayandık.

Soru: Medya süreci destekledi mi?
Medya çok hayatî bir rol oynadı. Bir taraf diğer tarafın haklarından mutsuzdu. Medya ile hükümet arasında olan biten her şey tartışıldı. Medya hükümetin de içindeydi, halkın evinin de. Tartışma imkânı sağladı. Oynadıkları rol bizim lehimizeydi.

Levent Köker (Gazi Üniversitesi): Türkiye’de sivil ve demokratik anayasaya acilen ihtiyaç olduğunu biliyorum ve düşünüyorum. Fakat biz ne istiyoruz? Mevcut anayasada değişiklik mi yoksa mevcut anayasanın yerine geçecek yeni bir anayasa mı? Bunu parlamento yapabilir. Kurucu iktidar halka aitti ve dolaylı olarak parlamentoya aitti.

Mustafa Erdoğan (Hacettepe Üniversitesi): Anayasa yapılmadan önce seçime gidilir. Partiler anayasa yapımı için kampanyalar yapmalıdır. Hukukun araçlarını kullanmadan önce kamu alanında tartışmaları başlatan, ilgilileri buluşturan bir konsensüse ihtiyaç vardır. Bu süreçlerde Anayasa Mahkemesinin sorun çıkarma ihtimali vardır. Bundan dolayı halkın oyuna ihtiyaç vardır.

Av. Aydın Erdoğan (Ankara Barosu): Biz neden anayasaya ihtiyaç duyuyoruz? Siyasetçilerimizin çoğu suçu cuntacılara atarak kurtulmaya çalışıyor. Hâlbuki bunların bugünden sorumlu tutulması lazım. Tartışmaların her türlü ceza yasasından muaf tutulacağı bir tartışma yasası gereklidir.

Cahit Özkan (Hukukçular Derneği): Bugüne kadar hep hukukçular anayasa yapmaya çalıştı. Sivil anayasa STK’larla daha iyi yapılır. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına ciddi görevler düşüyor. Tüm toplumsal güçlerin anayasaya katılımı sağlanmalı. Destek çalışmaları sürdürülmelidir. Muhalefet sürece katılmalı sürece katılmayanlar, STK’lar tarafından afişe edilmelidir.
Emine Doğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder